Dünyanın dört bir yanından gelen turistlerin hayranlığını kazanan Pamukkale, doğanın ve tarihin eşsiz uyumunu gözler önüne seren bir cennettir. Yıllık yaklaşık 2 milyon ziyaretçi ağırlayan bu doğa harikası, termal suların etkisiyle oluşmuş bembeyaz travertenleriyle ünlüdür. Donmuş bir şelaleyi andıran bu kademeli teraslar, antik dönemlerden beri şifalı sularıyla insanları kendine çekmiştir. Pamukkale’deki 35,6 °C sıcaklığındaki su, doktor kontrolünde hastanın durumuna uygun olarak kalp ve damar hastalıkları, yüksek tansiyon, romatizma, raşitizm, felç, deri ve göz rahatsızlıkları, sinir sistemi sorunları, damar iltihaplanması gibi rahatsızlıkların tedavisinde tavsiye edilmektedir. Pamukkale’nin bu şifalı suları, Roma döneminden beri ilgi görmüş ve Hierapolis Antik Kenti’nin kurulmasına da zemin hazırlamıştır.
Hierapolis: Antik Dünyanın Şifa Merkezi
Denizli’nin kuzeyinde, şehre yaklaşık 17 km uzaklıkta yer alan Hierapolis Antik Kenti, zengin tarihiyle dikkat çeken eşsiz bir arkeolojik alandır. Kentin kuruluşu, Bergama Krallığı döneminde II. Eumenes’e dayanır ve adını Bergama’nın mitolojik kurucusu Telephos’un eşi Hiera’dan almıştır. MÖ 2. yüzyılda kurulan Hierapolis, tarih boyunca birçok depremle yıkılsa da her seferinde yeniden inşa edilmiştir. Bugün ayakta kalan yapılar, MS 60 yılında gerçekleşen büyük bir depremin ardından inşa edilmiş olup, Roma mimarisinin izlerini taşımaktadır. Bu dönemde kent, Helenistik özelliklerini kaybederek tipik bir Roma şehri kimliği kazanmış ve ızgara planlı bir yapıya bürünmüştür.
Hierapolis, Roma döneminden sonra Bizans döneminde de önemini korumuştur. MS 4. yüzyılda, Hz. İsa’nın havarilerinden Aziz Philip’in burada öldürülmesiyle Hristiyanlık merkezi haline gelmiştir. Aziz Philip anısına yapılan sekizgen Martyrion, kente “Metropolis” unvanını kazandırmıştır. Ancak MS 7. yüzyıldaki büyük bir deprem kenti ciddi şekilde tahrip etmiş, 14. yüzyıldaki bir başka deprem ise tamamen terk edilmesine yol açmıştır.
Hierapolis’in Mimari Düzeni ve Öne Çıkan Yapılar
Hierapolis, ızgara planlı şehir düzeniyle dikkat çeker. Ana cadde, yaklaşık 1 km uzunluğunda olup kenti ikiye böler. Bu caddenin her iki tarafında revaklar, kamu binaları, dükkanlar ve atölyeler sıralanmıştır. Kentin girişindeki iki anıtsal kapı ve bu kapılardan geçen ana cadde, şehrin önemli geçiş noktalarını oluşturur.
Kentin kuzey, güney ve doğusunda yer alan nekropol alanları, Güneybatı Anadolu’nun en büyük nekropolü olarak bilinir. Bu nekropoller, Hierapolis’in ölümden sonraki yaşama olan inançlarını yansıtan görkemli mezarlarla doludur.
Hierapolis’in Öne Çıkan Diğer Yapıları
Tiyatro: Büyük ve etkileyici bir yapıya sahip olan tiyatro, Roma mimarisinin tüm detaylarını yansıtır. Hierapolis’in en dikkat çeken yapılarından biri olan tiyatro, 12.000 kişi kapasiteli büyük bir anıtsal yapıdır.
Hamam-Bazilika: Kentin sosyal yaşamında önemli bir yer tutan bu kompleks, hamam ve dini işlevleri bir araya getirir.
Apollon Tapınağı: Hierapolis’in kutsal alanlarından biri olan tapınak, Roma döneminde önemli bir dini merkez olmuştur.
Plutonium: Tanrı Pluton’a adanan bu kutsal alan, kehanet merkezi olarak kullanılmıştır.
Aziz Philip Martyrionu: Hristiyanlık tarihinde önemli bir yere sahip olan bu yapı, Aziz Philip’in anısına yapılmıştır.
Su Kanalları ve Nymphaeumlar: Kentin su ihtiyacını karşılayan kanallar ve çeşmeler, Roma mühendisliğinin başarılı birer örneğidir.
Pamukkale Travertenleri’nin yanı başında yer alan Hierapolis Antik Kenti, 1988 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne hem kültürel hem de doğal miras olarak dahil edilmiştir. Tarih boyunca bir inanç ve şifa merkezi olarak önem taşıyan kent, günümüzde de yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekmektedir.
Hierapolis, tarihi dokusu, doğal güzellikleri ve etkileyici mimarisiyle ziyaretçilerine unutulmaz bir deneyim sunuyor. Bu benzersiz antik kentte dolaşırken geçmişin derinliklerine yolculuk yapmaya hazır olun!
Hierapolis Antik Kenti’ne Nasıl Gidilir?
Hierapolis Antik Kenti, Denizli ilinin kuzeyinde, şehir merkezine yaklaşık 17 kilometre uzaklıkta yer almaktadır. Pamukkale yolu üzerinden özel araçla veya toplu taşıma ile kolayca ulaşılabilir. Denizli merkezinden yola çıkanlar, yaklaşık 20 dakikalık bir yolculukla antik kente varabilirler. Yol boyunca tabelalar, ziyaretçileri yönlendirmektedir.
Toplu taşıma tercih edenler, Denizli otogarından kalkan Pamukkale minibüslerine binebilirler. Bu minibüsler, yaklaşık 25 dakikalık bir yolculukla sizi antik kentin girişine ulaştırmaktadır. Ayrıca, bölgeye düzenlenen turlara katılarak da Hierapolis’in tarihi atmosferini keşfedebilirsiniz.